Ülkemizin her alanında sorunların çığ gibi büyüyerek devletin kötü yönetildiği günümüzde ;
Merhum S. Demirel’in 12 Mart 1971 darbesi sonrasında birbiri ardında kurulan istikrarsız hükümetler dönemi için anlattığı fıkra aklıma geldi…
*Kurtla kuzu aynı kafeste” *
Ülkenin birinde dediğim dedik bir kral varmış.
İşler yolunda gitmemeye, ahali homurdanmaya başlayınca ekibini toplamış:
– Bir çare bulun! Hem hazineye para girsin hem ahalinin yüzü gülsün.
Nazırlarından müşavirlerinden kimsenin ağzını bıçak açmamış, kimse başarısız kalıp koltuktan olmak istemiyormuş.
Nihayet hayvanat bahçesinin müdürü tereddütle elini kaldırmış.
– Efendim, benim bir fikrim var. Bizim arkadaşlar bir süredir kurtla kuzuyu aynı kafeste yaşatma projesi üzerinde çalışıyor.
Kral müdüre ters bir bakış atmış:
– Kurtla kuzu mu? Bunun ne alakası var benim söylediğimle?
– Efendim, kuzu ile kurdun bir arada yaşaması görülmüş şey değil. Çok ilgi çeker. Hem ahali böyle bir mucizeyi görmekten mutlu olur, hem bilet fiyatlarına zam yaparız, gelir olur. Hem de iktidarınızda kuzu ile kurdun bir arada yaşayabildiği ortamı sağlamış olduğunuz görülür.
Kral bu fikri sevmiş:
– Hemen başlayın. Zaten başka fikir de çıkmadı kimseden.
– Yalnız efendim, biraz bütçe lazım projeyi hızlandırmamız için.
Kral hazinedara dönmüş, ”Verin” demiş.
Mucize gerçek olur mu?
Kral bir ay sonra hayvanat bahçesi müdürünü aramış:
– Müdür nasıl gidiyor çalışma?– Çok iyi efendim. Sona yaklaşıyoruz. Yalnız biraz daha bütçe lazım.
Kral’ın yüzü gölgelenmiş, ama artık başlamış proje. “Peki” demiş, “elinizi çabuk tutun ama”.
Aradan bir ay daha geçmiş, Kral yine aramış:
– Müdür nedir vaziyet?– Bitmek üzere efendim, ama biraz daha harcamamız lazım.
Kralın canı iyice sıkılmış ama projeyi durdursa, şimdiye dek harcanan para da boşa gidecek:
– Peki, ama bu son bak, sonra külahları değişiriz.
Bir ay daha geçmiş, Kral bu defa aramamış, baskın yapmaya karar vermiş. Haber vermeden kıyafet değiştirip hayvanat bahçesine gitmiş.
Bir de bakmış ki, hayvanat bahçesi önünde binlerce kişiden oluşan bir kuyruk var. Birine yaklaşmış:
– Ne kuyruğu bu?– Kurt ile kuzu aynı kafeste yaşıyor. Kurt kuzuyu yemiyor. Mucize bu. Çocukları alıp geldim.
Nereye gidiyor bunca para?
Kral bakmış herkesin yüzü gülüyor. Kuyruğu takip edip başına gelmiş bakmış ki, gerçekten bir kurt ile bir kuzu aynı kafeste, kendi köşelerinde sakin sakin oturuyor.
Müdür de kafesin başında eserine bakıyor. Yanına gitmiş:
– Aferin müdür. Kuzu korkusuzca kurdun yanında yaşıyor, ahalinin yüzü gülüyor, hazineye para gelmeye de başlar yakında. Terfi etmeyi hak ettin.– Sayenizde kral hazretleri.– Ama aklıma takılan bir şey var.– Nedir kral hazretleri?– Senin masraf da bitmek bilmiyor. Nereye gidiyor bunca para?
”O mu efendim” demiş müdür mahcubiyetle önüne bakarak; “Ara sıra kuzuyu değiştirmek gerekiyor tabii…”
GALİBA TARİH TEKERRÜR EDİYOR