SİYSESETTE ÜSLUP VE DİL…

Bildiğimiz gibi, siyaset ve politika kavramları genel itibariyle, toplum ve devlete ilişkin yönetim süreçlerini (Hükümet, Meclis, Yerel Yönetim, Kamuoyu vb. gibi) ifade eder.
Siyaset kısaca, tüm toplum katmanları için bağlayıcı kararların alındığı ve yürütüldüğü toplum yararına olan bir süreç olarak değerlendirilebilir.
Siyaseti ortaya çıkaran neden, insan ancak toplum içinde yaşayabilen bir varlık olmasıdır.

Toplum içinde yaşamak ise, hiç şüphe yok ki, herkesi bağlayan ve bir arada yaşamasını mümkün kılan ortak kuralların ve ortak karar alan düzenlemelerin ahenkle oluşturulmasını gerektirir.

Ünlü siyaset bilimci Andrew Heywood:
“Siyaset en geniş anlamıyla insanların ortak yaşamalarını mümkün kılan genel kuralları oluşturma, koruma veya değiştirme etkinliğidir”der.

Siyaset bilimci Harold Lasswell de;
“Siyaset,kimin neyi ne zaman ve nasıl elde ettiğiyle ilgilidir,” derken,
siyasetin olmadığı bir toplumsal yaşam düşünmek neredeyse imkansız olduğunu kastediyor.
Siyaset sadece bir uzlaşı alanı değildir.Aynı zamanda bir yarışma ve çekişme sürecidir de.

GÜNÜMÜZDE SİYASETTE KULLANILAN ÜSLUP VE DİL

Günümüzde iktidar ve bir kısım muhalefetin lider odaklı siyaset arenasında kullanılan tahripkar, kaba,kibirli dil ve üslubun, adeta sokak dilini aratmayan bir dozda çirkinleştiğine tanıklık ediyoruz.
Bunun da sebebi, kendi politika ve projelerini anlatmak yerine; tahammülsüzlük ve eleştiri kabul etmeyen yapılarıdır. Bu siyasi aktörler, rakiplerini sözle döverek, akıllarında çok duygularını, ön yargılarını kullanarak hamaset yüklü mesajlarını tabanlarına göndermektedirler..
Böyle olunca da üslup sertleşiyor, nezaket, hoşgörü ve tevazu kayboluyor…
Bunun sonucu, endişe verici bu çok sert ve anlamsız öfke dili ülkede kutuplaştırma ve şiddetin körüklenmesine zemin hazırlıyor, demokrasi sık boğaz ediliyor.
Toplumda yaygın kanaat, külhanbeyli bu siyaset dilinin artık terkedilmesidir.

Kaldı ki bu siyaset dili; siyasette ahlakı da ötelemeye neden oluyor.
Zira, ahlak siyasetin temel yapı taşlarından birisidir.
Bugün ahlakı öteleyen bir siyasal duruş özürlüdür.
Toplumsal değer yargılarının süzgecinden geçmeyen siyaset, yandaş, kayırmacı, rüşvet ve yolsuzluklarla anılmakta, devletin yasama, yürütme ve yargıda ortaya çıkan çürüme ve bozulması hayatın her alanına yayılarak, toplumun demokratik temsile olan inancını ve güvenini zedelemektedir.
Bunun sonucu da ne yazık ki toplum tarafından siyaset kirlenmiş bir alan olarak görülmektedir.

Onun için diyoruz ki,
Bu bozulan, yönetemeyen anlayışın yerine büyük bir dönüşüm hamlesini başlatan DEVA iktidarına her zamankinden çok ihtiyaç vardır.
Allah bu gayrete zeval vermesin…